Kriptopara Düzenleme Tartışmalarına İlişkin Değerlendirmelerim
Kriptopara düzenleme tartışmaları, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde kriptoparalar ile ilgili yaptığı basın açıklaması ile yeniden kriptopara yatırımcılarının ve sektör temsilcilerinin ana gündem maddesi haline geldi. Düzenleme tartışmaları 2020 yılında ve geçtiğimiz aylarda ABD başta olmak üzere çok sayıda ülkede gündeme gelen kriptoparalarla ilgili düzenleme teklifleri ve basına yansıyan açıklamalar bağlamında zaten uzun bir süredir gündemdeydi. Türkiye’nin de bu konuda adım atacağına dair beklentiler artarken gelen bakanlık açıklaması kriptopara düzenlemelerinin yakın olduğunu gösterdi.
Bakanlık açıklaması bağlamında düzenleme tartışmaları her ne kadar vergi tartışmalarına indirgenmiş olsa da kriptoparalar ve kriptopara piyasası ile ilgili çok sayıda önemli düzenleyici belirsizlik bulunuyor.
Bakanlık açıklaması oldukça kısa ve bu açıklamadan hareketle muhtemel kriptopara düzenlemelerinin niteliğine ilişkin yorum yapmak çok zor. Bununla birlikte açıklamanın ilk cümlesi, kriptoparalara bakış açısına ve kriptopara düzenlemelerinin yönüne ilişkin bir ipucu olarak değerlendirilebilir. Açıklamanın ilk cümlesi; “Kripto paralarla ilgili dünya genelinde oluşan kaygıları biz de paylaşıyoruz” şeklindedir.
Kriptoparalara “kaygı” temelinde yaklaşılması düzenlemelerin daha korumacı, güvenlikçi bir yaklaşımla oluşturulacağına dair bir işaret olarak değerlendirilebilir. Bu kaygıların ne olduğuna gelecek olursak bu noktada “dünya genelinde oluşan kaygılar” kısmından hareketle çıkarımlarda bulunabiliriz.
Biden yönetimi ile ABD Hazine Bakanlığı görevine getirilen Janet Yellen, göreve geldikten hemen sonra yaptığı basın açıklamasında ve geçtiğimiz günlerde New York Times tarafından düzenlenen bir etkinlikte kriptoparaların illegal işlemlerin finansmanında kullanıldığına dair açıklamalar yaptı. Aynı şekilde Avrupa ülkelerinden, Avrupa Birliği Merkez Bankası Başkanı Lagarde’den ve G-20 zirvesinden de geçtiğimiz aylarda benzer açıklamalar arka arkaya gelmişti. Bu açıklamalarda kriptoparaların, kara para aklama, illegal mal ticareti, terörizmin finansmanı, siber saldırılar gibi farklı başlıklar altında yasa dışı işlemlerde kullanıldığına ve düzenleme gerekliliğine vurgu yapılıyordu. Bakanlık açıklamasında vurgu yapılan “kaygı”arın da bu kaygılara benzer nitelikte olduğu açıktır.
Bakanlık açıklamasına benzer açıklamalar geçtiğimiz yıllarda da yapılmıştı ancak şimdiye kadar bu konuda herhangi bir aksiyon alınmadı. Dünyada ve ülkemizde kriptopara piyasasının hızla büyümesi, artan kullanıcı sayısı ve yatırım miktarı, kriptoparaların kontrolü zor ve önemli bir meydan okuma niteliği taşıyan yenilikçi doğası ile birleşince dünya genelinde ve Türkiye özelinde düzenleme tartışmaları hız kazandı.
29 Eylül 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanan “Orta Vadeli Program (2021-2023)” da “Dijital olarak alınıp satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlerin vergilendirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülecek, bu varlıkların suçun finansmanında kullanılmasının önlenmesine yönelik bir takip mekanizması tesis edilecektir” ifadesi geçiyordu. Bu ifade de geçtiğimiz günlerde yapılan bakanlık açıklaması ile önemli benzerlikler taşıyor. Arka arkaya gelen benzer açıklamalar kriptopara düzenelemelerinin yaklaştığını gösteriyor.
Bakanlık açıklaması ile ilgili bir diğer önemli husus açıklamanın Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılmasıydı. Kriptopara düzenleme tartışmalarında en önemli başlıklardan biri kriptoparaların hukuki statüsününe ilişkindir. Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılacak bir açıklama menkul kıymet statüsüne ilişkin tartışmalar ve ana düzenleyici kurum ve düzenleyici çerçeve açısından farklı tartışmalara yol açabilirdi.
Devletler Şimdiye Kadar Neden Kriptoparaları Düzenlemedi?
Kriptoparaların dünya genelinde ve ülkemizde şimdiye kadar düzenlenmemesinin en önemli nedeni temel bir ikileme dayanıyor; Potansiyeli oldukça güçlü, hızla büyüyen son derece yenilikçi bir varlık olan kriptoparaları yasaklamanın ya da sıkı düzenlemeler getirmenin böyle bir inovasyona sırtını dönerek oluşturacağı ekonomik maliyet ile takibi, kontrolü oldukça zor olan blokzincir teknolojisi tabanlı bu varlıkların kullanımını yaygınlaştırmanın merkezi kurumlar açısından siyasi, hukuki maliyeti.
Merkeziyetsiz bir ağ üzerinde, güvenli ve kontrolün sınırlı olduğu, farklı seviyelerde anonim işlemlerin yapılmasına izin veren bir işlem ekosistemini yasaklamak teknik olarak mümkün değilken hukuki olarak da oldukça zor. Ayrıca hukuki olarak yasakların, sıkı düzenlemelerin gelmesi hukuki sınırlar içerisinde gerçekleşen birçok işlemi yer altına çekme potansiyeli de taşıyor.
Devletler koyduğu kurallar aracılığıyla otoritelerini tesis ederler, eğer bir kural varsa ve uygulanmıyorsa ya da çok kolay dolanılabiliyorsa orada bir otorite boşluğu olduğu anlamına gelir. Merkeziyetsiz bir ağ üzerinde çalışan kriptoparalarla ilgili düzenlemeler açısından bir muhatap bulunamadığından kriptoparaları doğrudan düzenlemek oldukça zor. Devletlerin şimdiye kadar kriptoparaları düzenlememiş olmasının en önemli nedenini de bu durum oluşturuyor. Bununla birlikte devletler blokzincir tabanlı varlıklar üzerinde kontrollerini artırmak ve kontrolleri ölçüsünde düzenlemeleri hayata geçirmek için blokzincir analiz çalışmalarına yatırım yapıyorlar.
Devletlerin kriptopara düzenlemeleri ile ilgili şimdiye kadar sessiz kalmasının bir diğer önemli nedeni birbirlerini izlemeleridir. Yukarda bahsedilen ikilem çerçevesinde devletler diğer devletlerin kriptoparalar konusunda nasıl bir politika takip edeceğini ne tür düzenlemeler devreye sokacağını takip etmekte ve düzenleyici politikasını bu çerçevede oluşturmayı amaçlamaktadır.
Bakanlık Açıklaması Çerçevesinde Ne Tür Düzenlemeler Gelebilir?
Öncelikle, düzenleyici tartışmalar bağlamında kriptoparaların ve ayrı ayrı kriptopara işlemlerinin hukuki statüsünün belirlenmesi gerekiyor. SPK, BDDK ve diğer kurumlar açısından görev ve yetki karmaşası yaşanmaması, düzenleyici boşluklar ya da farklılıklar doğmaması adına kriptoparaların hangi varlık sınıfına ve dolayısıyla hangi kanuni düzenlemelere tabi olduğunun belirlenmesi önem arz ediyor. Bu durum, düzenlemeler bağlamında en fazla tartışılan konulardan biri olan vergi tartışmalarında kriptoparalara uygulanacak vergi rejimi ve politikası ile de doğrudan ilişkilidir.
Kriptoparaların, blokzincir tabanlı merkeziyetsiz bir ağ üzerinde olması nedeniyle doğrudan düzenlenmesinin oldukça zor olduğuna yukarıda değinmiştik. Bu nedenle devletler kriptoparaları itibari / fiat para birimi tarafında aracı kurumlar üzerinden düzenlemeyi tercih edecektir. Dolayısıyla hem kriptopara yatırımcılarının korunması hem illegal işlemlerle mücadele hem de mevzuat hükümleri ile kriptopara işlemlerinin uyumlaştırılması adına yerel ve uluslararası borsalar ile ilgili düzenlemeler getirilecektir.
Örnek vermek gerekirse geçtiğimiz aylarda SPK, 500x’e kadar kaldıraçlı işleme izin veren ve Türk kullanıcılara da hizmet sunan Şeyseller merkezli kriptopara türev platformu Overbit’in web sitesine erişimin engellendiğini sitesinden duyurmuştu. Türkiye’de, 50 bin TL ve karşılığı döviz veya varlık teminat karşılığı ile 10x kaldıraca kadar kaldıraçlı işleme izin veriliyor. Ayrıca aracı kurumun bu işlemlere izin verebilmesi için SPK’dan izin alması da gerekiyor. Türk kullanıcılara da hizmet veren çok sayıda global kriptopara borsası yüksek oranlı kaldıraçlı işlemlere izin veriyor. Bu ve benzeri konularda global borsaların Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı ile uyumlaştırılması adına Türkiye’de muhatap bulundurması için düzenlemeler getirilebilir.
Global kriptopara borsaları, kriptopara hizmet sağlayıcılar ile ilgili bir diğer önemli konu, piyasa standardı olarak gelişen Müşterini Tanı (Know Your Customer – KYC) süreçleri çerçevesinde toplanan verilerin güvenliğidir. Kullanıcılar, müşterini tanı / doğrulama süreçleri kapsamında kimlik bilgileri, adresleri, fotoğrafları dahil çok sayıda kişisel verilerini ilgili global borsalara ve saklama hizmeti veren diğer kriptopara hizmet sağlayıcılara veriyorlar. Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda borsa, kriptopara hizmet sağlayıcıları hack vakalarının yaşandığını ve kullanıcı verilerinin Deep Web’de satıldığını, bu verilerle illegal işlemlerin yapıldığını, şantaj, tehdit ve dolandırıcılık suçlarının işlendiğini düşünürsek konunun önemi daha iyi anlaşılır.
Birçok global borsanın ve kriptopara hizmet sağlayıcının müşterini tanı / doğrulama süreçleri çerçevesinde topladığı veriler için nasıl bir koruma sağladığı bilinmiyor. Veri koruma süreçlerinin denetlenmesi ve Türk mevzuatı ile uyumlaştırılması adına çalışmalara ağırlık verilebilir. Yukarıda ifade edilen konularda atılacak düzenleyici adımlara uymayan borsalar, hizmet sağlayıcılar için web sitelerine erişimin engellenmesi, para cezası gibi cezalar ve ağır yaptırımlar öngörülebilir.
Bakanlık açıklamasının ilk cümlesinde yer alan ve kriptoparalar ile gerçekleştirilen illegal işlemlerle ilişkili olduğu açık olan “kaygı”lar bağlamında Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – FATF) gibi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele etmek adına ülkeler için ilke ve standartları belirleyen uluslararası kuruluşların direktifleri, ulusal ve uluslararası mevzuat uyarınca düzenlemeler getirilebilir. Bu yolla kriptopara ilişkili illegal işlemler minimize edilmeye çalışılacaktır.
Yatırımcıların yakından takip ettiği vergi tartışmaları da gelecek düzenlemeler ile netleşecektir. Yukarıda da ifade edildiği üzere özellikle kriptoparaların ve kriptopara işlemlerinin hukuki statüsü kriptoparalara uygulanacak vergi rejimi ile yakından ilgili ancak bu vergilendirmenin mevcut düzenlemeler ile mi yoksa yeni birtakım düzenlemeler ile mi yapılacağı belirsizliğini koruyor. Bu bağlamda vergilendirmenin niteliğine ilişkin bir değerlendirmede bulunmak zor.
Düzenlemelerde, yatırımcıların korunması adına kriptopara piyasasında çok yaygın olan ponzi şeması benzeri dolandırıcılık projeleri, piyasa manipülasyonu suçları ve kriptopara yatırımcılarının ciddi zararlara uğramasına neden olan diğer suçlarla ilgili başlıklar olması ihtimali de yüksektir.
Sonuç
Dünya genelinde ve ülkemizde kriptopara ekosisteminin hızlı bir şekilde büyümesi ve merkez bankası dijital para birimleri çıkarma süreçlerine bağlı olarak kriptopara düzenleme tartışmaları hız kazandı. Yakın bir gelecekte düzenleyici yasaların yürürlüğe girmesini bekleyebiliriz. Ancak yukarıda da anlatıldığı üzere blokzincir teknolojisinin kendine özgü, kontrolü zor ve merkeziyetsiz doğası itibariyle kapsamlı düzenlemelerin gelme ihtimalinin düşük olduğunu söyleyebiliriz.
Kriptoparalar düzenlenirken yatırımcıların korunması, illegal işlemlerin önlenmesi adına riskleri minimum düzeye indirmek adına bu inovasyonu desteklemenin ve potansiyeli oldukça güçlü bu inovasyonun önemli bir paydaşı olmanın sunacağı avantajlar göz ardı edilmemelidir.
Bu yazı İlk olarak 04/03/2021 tarihinde BTCHaber‘de yayımlanmıştır.