Kültürel Bir Devrim, Bir Kültür Yatırımı Olarak Kripto Varlıklar
Para’dan Varlığa, Varlıktan Kültüre Kriptoparalar
Kriptopara konsepti, öncesinde deneysel bazı denemeler olmakla birlikte Bitcoin ile birlikte hayatımıza girdi. Bitcoin ile blokzincir teknolojisinin nasıl çalıştığı, mevcut ve potansiyel kullanım alanları, getirdiği yenilikle birlikte nasıl devrimsel bir çözüm sunduğu ve neleri dönüştürebileceği konularında bilgi sahibi olduk, farkındalık düzeyimiz arttı.
Bitcoin’in hemen sonrasında farklı kriptoparaların sayısı hızla artarken, blokzincir üzerinde kayıt tutmanın ötesinde belirli koşullar altında belirli işlemlerin otomatize edilmesine müsaade eden yani daha kompleks işlemler yapabilmemize olanak tanıyan akıllı sözleşme konsepti gelişim gösterdi. Akıllı sözleşme platformu Ethereum’un geliştirilmesi bu sürecin dinamosu oldu.
Ethereum’dan sonra benzer akıllı sözleşme platformlarının sayısı arttı. Bu akıllı sözleşme platformları üzerinde daha kompleks finansal araçların sunulduğu DeFi (Decentralized Finance — Merkeziyetsiz Finans) protokolleri geliştirildi. DeFi protokollerinin sunduğu çözüm geleneneksel finansal kuruluşların önemli ölçüde işlevsizleşmesi ve finans alanında devrimsel nitelikte yeni bir norm inşası sürecini başlattı.
DeFi protokollerinin merkeziyetsizlik düzeyini artırmak ve daha topluluk odaklı bir yapı tasarlamak için akıllı sözleşme tabanlı yönetişim modelleri geliştirildi. DAO (Decentralized Autonomous Organizations — Merkeziyetsiz Otonom Organizasyonlar) olarak adlandırdığımız bu modeller bugün sadece DeFi protokollerinde değil fon yönetimi, yatırım gibi farklı alanlarda kullanılıyor ve kullanım alanı her geçen gün artıyor. Daha şeffaf ve katılıma daha açık ancak plütokrasiye de eğilimli bu modellerin kullanım alanının karar alma süreci olan bütün iş modellerini belirli şartlar altında kapsadığını söyleyebiliriz. Yani DAO’lar potansiyeli oldukça güçlü bir alan olarak karşımıza çıkıyor.
Potansiyeli oldukça güçlü ve kullanım alanlarının sınırsız olduğu, reel dünya varlıklarını blokzincire taşımasının yanı sıra dijital dünyayı da sahiplenilebilir, ticareti yapılabilir bir meta olarak blokzincire taşıyan diğer bir konsept NFT’ler (Non Fungible Token), ticari, estetik, kültürel ve diğer birçok varlığın blokzincir üzerinde dijital temsillerinin oluşturulmasına olanak tanıdı.
Bugün son derece ilginç dijital koleksiyonların 100 milyonlarca dolarlık işlem hacmine ulaştığına, koleksiyon parçalarının milyonlarca dolar değere satıldığına şahitlik ediyoruz. Bir NFT koleksiyonuna referansla geliştirilen sentetik, türev NFT pazarlarının oluştuğunu görüyoruz.
Ünlü CryptoPunks koleksiyonuna ait aşağıdaki pikselleştirilmiş görsel (CryptoPunks #7804) yaklaşık 7.6 milyon dolara satıldı. Bu durum size saçma geliyor mu? Birçok insana saçma geliyor. İnsanlar, muvazaalı bir işlem olarak, reklam ya da para aklama amaçlı yapıldığı tezi üzerinden saçma olduğunu düşündüğü bu satışları gerekçelendirmeye çalışıyor. Ancak durum tam olarak böyle değil.
Bu yazının konusu olan kültür ve kripto varlık ilişkisini anlayabilirsek CryptoPunks’ların ve benzer diğer koleksiyonların bugün sahip olduğu değeri daha iyi anlayabiliriz. Bu sayede durumu “saçma” olarak nitelendirmenin birkaç adım ötesine geçebiliriz.
Kripto & blokzincir ekosistemi ödeme / değer saklama aracı olarak “para”dan daha geniş anlamda “varlık” formuna ve daha sonra ise bir kültüre evrildi. Bu kültürü anlamak, yukarıdaki NFT’nin neden 7.6 milyon dolar’dan alıcı bulduğuna, bu kültürün nasıl bir potansiyel taşıdığına ve gelecekte neleri dönüştüreceğine dair daha doğru fikirler edinmemizi sağlayabilir.
CypherPunks ve Kriptoparalar
Farklı alanlarda yansımaları bulunan Punk kültürü 1970’lerde, düzen karşıtı rock gruplarıyla, rock müzik türü Punk Rock odağında ortaya çıkmıştır. Bu alt kültür temelde düzen /otorite karşıtı, bireysel hak ve özgürlükleri savunan, antikapitalist bir kültürdür.
Blokzincir teknolojisi, Bitcoin ve kriptoparaların geliştirilmesi, sunduğu çözüm ile yakından ilişkili CypherPunk felsefesi, Punk kültürü ile paralel gelişmiştir.
Kriptografi üzerine çalışan dijital aktivistlerce1992 yılında oluşturulan ve üyelerinin CypherPunk olarak adlandırıldığı bir mail grubunda, dijital çağda kişi hak ve özgürlüklerinin korunması adına gizlilik hakkı çerçevesinde kriptografinin kullanılması, çifte harcamanın çözüldüğü, gizlilik temelli, bireylere güç veren bir dijital paranın inşası gibi konular CypherPunk’larca tartışılmış ve CypherPunklarca çeşitli ürünler de geliştirilmeye çalışılmıştır.
Bitcoin’in geliştirilmesinde ve tarihinde önemli bir yeri olan Hal Finney ve Adam Back birer CypherPunk’tur. Bugün Bitcoin’i, blokzincir tabanlı varlıkları daha doğru bir şekilde anlamlandırabilmek için CypherPunk kültürüne aşina olmak son derece önemlidir.
Bu bölümden de anlaşılacağı üzere Bitcoin sadece bir finansal araç olarak geliştirilmemiştir arkaplanında bir felsefe, kültür yatmaktadır. Bu kültür, yukarıda ifade edilen süreç içerisinde evrimleşmiş ve finansal işlemlerden, araçlardan, yönetişim süreçlerine, yönetişim süreçlerinden, reel dünya ve dijital dünya varlıklarının belirli formlarda tokenizasyonuna şeklinde özgün deneyimler, araçlarla hızla büyümüştür.
Kripto Kültürü ve Kültür Ticareti
Kültür kavramı son derece kapsayıcı bir kavramdır. Farklı alanlarda belirli yapılageliş, anlayış, iş yapış biçimlerinin birleşiminden oluşan kültür kavramının kapsamına dahil olmak yani bir kültür haline gelmek bu yapılageliş, anlayış, iş yapış biçimlerinin bir derinliğe sahip olmasını gerektirir.
Kripto ekosistemi, blokzincir tabanlı teknolojiler ve bu teknolojiler üzerine inşa edilen tokenize varlıklar, ekonomik ve sosyal anlamda algımızı, anlayışımızı, iş yapış biçimlerimizi, değer kavramını ciddi anlamda değiştirerek bir kültür haline gelmeyi başardılar. Halihazırda belirli bir derinliğe sahip bu kültürün her geçen güç kapsamı ve derinliği daha da artmaktadır.
Kripto ve Kültür İlişkisine Örnekler
Meme Kültürü
“İnternet meme” kültürü olarak ifade edilen, esprili bir tarzda, görsel, yazılı içerikler ve video içerikleri ile zenginleştirilen ve yayılan kültürün kriptoda yansımasını “meme tokenlar” olarak görüyoruz.
Meme kültürü meme tokenları desteklemekte ve eğlence (geyik) dışında başka hiçbir vaadi bulunmayan bu tokenların değer kazanmasına neden olmaktadır. Şaka amaçlı geliştirilen Dogecoin piyasa hacmi itibariyle en büyük meme tokendir ve kriptoparalar arasında piyasa değeri sıralamasında sekizinci sıradadır.
Meme tokenların son dönemde ciddi anlamda değerlenmesinin arkasında Elon Musk gibi farklı unsurlar bulunmakla birlikte kültür ilişkisi açısından bu varlıkların önemi yadsınamaz.
Yukarıda bahsedilen NFT konsepti ise çok daha önemli kültürel etkilere sahiptir. Blokzincirin sunduğu avantajlar ile çok daha dinamik ve ekonomik olarak çok daha büyük bir ekosistem içerisinde işlem görecek, değerlenecek müzikten, yazılı eserlere, yazılı eserlerden dijital koleksiyonlara, dijital koleksiyonlardan maddi, estetik ya da fikirsel değeri bulunan diğer varlıklara, bu varlıkların üretim süreçlerini de dönüştürecek şekilde yeni bir kültür alanının doğuşuna şahit oluyoruz.
NFT konsepti ile ilişkili sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik uygulamaları aracılığıyla son derece farklı şekillerde tasarlanabilecek ve deneyimlenebilecek sanal gerçeklik uzaylarında geliştirilecek içeriklerin, varlıkların, araçların ticaretinde NFT’lerin ve ödemelerde kriptoparaların önemli bir yeri olacak.
“Metaverse” olarak nitelendirilen ve blokzincir tabanlı varlıklar ile sıkı bir ilişki içerisinde olacak sanal gerçeklik uzayları, yeni ve özgün bir kültür oluşturma yönünde önemli potansiyele sahiptir.
Topluluk odaklı, içerik üreticisi odaklı ya da tamamen kişisel olarak tasarlanabilecek “sosyal token”lar bir hizmete, platforma, ürüne erişim için ihraç edilen varlıklar olarak topluluk inşası, topluluğun organize olma biçimi, ilgili içerik, amaç etrafında bir araya gelen topluluğun ve amaç ve içeriğin önemli bir değere dönüşmesi adına bizi son derece farklı bir kültürel deneyime hazırlıyor.
Sonuç
Yukarıda konunun daha iyi anlaşılması adına kripto – blokzincir & kültür ilişkisine dair bazı örnekler verildi. Bu örnekler dışında bugün kriptopara, blokzincir ekosisteminin dönüştürdüğü şeyler başlı başına yeni ve özgün bir kültüre karşılık geliyor. Bu kültür derinlik kazanmaya devam ediyor.
Çok bilinmese de kriptoparalar, blokzincir tabanlı varlıklar kökleri 1970’lere kadar uzanan kültürel bir arkaplana (Punk felsefesi ve CypherPunk akımı) sahip yani bu varlıklar en başından beri kültürel bir derinliğe sahip varlıklar olarak karşımıza çıkıyor.
Kriptoparalar, topluluk odaklı ortaya çıkmış (bu varlıkların değerine, potansiyeline, dönüştürebileceklerine inanan bir topluluk) ve gelişim göstermiş varlıklardır. Bitcoin’in arkasında Bitcoin’i destekleyen, benimsenmesi, kullanılması adına faaliyet gösteren bir pazarlama ekibi daha önce yoktu halihazırda da yok. Önemli hukuki, bürokratik, kurumsal (geleneksel) engellere rağmen ekosistemin geldiği nokta topluluğun gücünü ortaya koyuyor.
Bitcoin’in ve ekosistemin yukarıda bahsedilen gelişimine paralel olarak bugün daha merkezi ya da farklı seviyelerde merkeziyetsiz nitelikte geliştirilen ve piyasaya sürülen kriptopara, kripto varlık projelerinin odaklarının bir topluluk, daha geniş anlamda bir “kültür” inşa etmek olduğunu görüyoruz.
Buraya kadar anlatılanlardan hareketle kriptoparaların, kripto varlıkların aynı zamanda “kültürel bir devrim” olduklarını söylemek yanlış olmaz. Bunu kabul ettikten sonra kripto varlıklara yapılan yatırımın bir kültür yatırımı olduğunu söylemek de yanlış olmaz.
Bu yazı ilk olarak 05/09/2021 tarihinde Blockchain Istanbul Medium hesabında yayımlanmıştır.