ABD Altyapı Yasa Tasarısı Nedir ve Kriptopara Ekosistemi İçin Neden Önemli?

ABD Altyapı Yasa Tasarısı Nedir ve Kriptopara Ekosistemi İçin Neden Önemli?

Geçtiğimiz yılın sonlarına doğru kriptopara blokzincir ekosistemine yönelik düzenleyici gelişmelerin hız kazandığını gördük. Önce ABD’den oldukça güzel haberler geldi. Kriptopara ve blokzincir teknolojileri konusunda pozitif bir isim olan, eski Coinbase baş hukuk müşaviri Brian Brook başkanlığında ABD Para Birimi Denetleyici Ofisi OCC tarafından, bankalara blokzincir altyapısını ödemelerde kullanma, stabil kriptopara rezervi tutabilme, node (düğüm) çalıştırabilme, kriptopara saklama gibi konularda izin verildiği daha doğrusu bu işlemlerin mevcut düzenlemelerle uyumlu olduğu yönünde açıklamalar geldi.

Bu gelişmelere paralel stabil kriptoparaların sıkı bir şekilde düzenlenmesini amaçlayan STABLEAct ve kişisel kriptopara adresleri için de doğrulama süreçlerini belirli hizmetlerde ve limitlerde zorunlu tutan kişisel adres düzenleme önerileri gibi ekosistem açısından olumsuz, önemli ölçüde sınırlayıcı bazı düzenleyici gelişmeler meydana geldi.

Kişisel adres düzenlemeleri ile ilgili ABD dışında Hollanda gibi başka ülkelerin de düzenleyici çalışmaları olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF)’nün kripto varlık hizmet sağlayıcılar arasında gönderici ve yararlanıcı verilerinin paylaşılmasın ilişkin Seyahat Kuralı’na ülkelerin uyum sağlaması yönünde uluslararası çağrıların arttığını ve bu yönde önemli gelişmelerin yaşandığını gördük.

Düzenleyici gelişmeler özelinde ekosistem üzerinde önemli etkisi olan bir gelişme de, geçtiğimiz aylarda enerji tüketimi ve çevresel etkileri nedeniyle madencilik tartışmalarının arttığı bir dönemde, önce Çin’in sıkı birtakım madencilik düzenlemeleri geçireceği haberlerinin kamuoyuna yansıması sonrasında da Çin’in bazı eyaletlerinin madencilere faaliyetlerini durdurma çağrısıydı. Bu gelişme kriptopara piyasasını olumsuz etkilemekle birlikte hash gücünün ve madenci sayısının en yüksek olduğu Çin’den geniş çaplı madenci göçünü tetikledi.

Kriptopara düzenlemeleri ile ilgili en çok tartışılan başlıklardan biri vergilendirmeydi. Bu varlıkların hangi şartlarda ve nasıl vergilendirileceği tartışması uzun bir süredir düzenleyiciler, girişimciler ve yatırımcıların gündemini meşgul ediyor. Bu konuda öncü ülkelerden biri olan ABD’de Gelir İdaresi (IRS)’nden ve Hazine Bakanlığı’ndan geçtiğimiz aylarda arka arkaya önemli aksiyonlar geldi.

ABD ve Kriptoparaların Vergilendirilmesi

ABD Gelir İdaresi (IRS) 2020 vergi yılı için yayımladığı taslak formda (Form 1040) vergi mükelleflerine yönelik “2020 yılında sanal para aldınız mı, sattınız mı, mübadele ettiniz mi, faiz geliri elde ettiniz mi?” sorusunu yöneltiyordu. Bu gelişme ABD’de kriptoparaların nasıl vergilendirileceği, hukuki statüsü, hangi gelirlerin vergi kapsamına alınacağı tartışmalarını başlatmıştı.

Yukarıdaki soruya açıklık getirme adına yayımlanan güncel bir metinde kriptopara ifadesinden daha kapsamlı bir ifade olan “sanal para” ifadesi kullanılıyordu ve bu ifade “değerin dijital temsili.. mübadele aracı olarak dijital para ya da kriptopara..” gibi oldukça geniş bir çerçevede, kapsayıcı bir şekilde tanımlanıyordu.

IRS, Form 1040’da yer alan ifadede bir güncellemeye, değişikliğe gitti ve 2021 için hazırlanan taslak formda kriptopara gelirinin kapsamını daraltarak vergilendirilebilir gelirlere odaklanan ekleme ve çıkarmalar yaptı.

Mayıs 2021’de ABD Hazine Bakanlığı tarafından vergi kaçakçılığı gibi suçlarla mücadele adına 10.000 Dolar ve üzeri kriptopara işlemlerinin IRS’e bildirilmesi yönünde bir öneri üzerinde çalışıldığından haberdar olduk.

Yine Mayıs 2021’de federal mahkeme tarafından, IRS’in 20 bin Dolar ve üzeri işlemler için ABD’de bulunan kriptopara borsalarından veri talep edebilmesi ve IRS tarafından talep edilen verilerin sağlanması konusunda IRS’in yetkilendirildiğini öğrendik.

Vergi konusunda oldukça hassas bir ülke olan ABD’de kriptoparaların vergilendirilmesine dair yakın geçmişte yaşanan önemli olaylar yukarıdaki gibiydi. Bu gelişmeleri kriptopara ekosistemi açısından önemli bir düzenleyici girişim olan altyapı tasarısı takip etti.

Altyapı Yasa Tasarısı

Geçtiğimiz günlerde ABD’de Demokrat ve Cumhuriyetçiler’den oluşan bir grup senatör tarafından hazırlanan, milyarlarca dolarlık kalemler içeren, yaklaşık 1 trilyon Dolar değerinde altyapı harcamaları (yollar, köprüler, toplu taşıma vs.) öngören 2700 sayfalık “Infrastructure Investment and Jobs Act” isimli bir yasa tasarısı Senato’da görüşülmeye başlandı. Harcamaların ve gelir kalemlerinin tek tek yer verildiği tasarıda yapılması planlanan projeler ve bu projelerin fonlanması için elde edilecek gelirler için farklı vadeler öngörülüyor.

Altyapı tasarısı çerçevesinde gerçekleştirilecek yatırımların fonlanması için kullanılacak kaynaklardan önemli bir kalemi kriptopara vergi gelirleri oluşturuyor. Tasarı çerçevesinde bu kalemden yaklaşık 28 milyar Dolar’lık bir fon elde edilmesi planlanıyor. Bu çerçevede Beyaz Saray sitesinde tasarı ile ilgili yayımlanan tanıtıcı dökümandan da anlaşılacağı üzere kriptopara gelirleri üzerinde vergi yükümlülüğünün sıkılaştırılması planlanıyor.

Tasarının kriptopara işlemlerinin vergilendirilmesine ilişkin dilinin kapsayıcılığı itibari ile amacının ötesine geçerek ABD kriptopara ekosistemine ciddi zararlar verme potansiyeli nedeniyle tasarıya karşı kriptopara topluluğunun önde gelen sektör temsilcilerinden sert tepkiler geldi.

Tasarının ilk halinde “Dijital Varlıklar ve Komisyoncular için Bilgi Raporlama” başlıklı bölümde dijital varlık şöyle tanımlanmıştır; “kriptografi ile güvenli bir dağıtık defter teknolojisi ya da Bakanlık tarafından belirlenen benzer bir teknoloji üzerine kayıt edilen, değerin herhangi bir dijital temsilidir”

Yukarıdaki tanımda kriptografiye ve dağıtık defter teknolojisine vurgu yapılması, kripto varlıkların vurgulanması açısından önemli olmakla birlikte tanım dili itibari ile kapsayıcıdır ve belirsizlik de içermektedir. Ancak bu tanımın kripto varlıkları kapsadığı açıktır.

Bu tasarının dili ile ilgili ana tartışma konusu bildirim yükümlülüğüne tabi komisyoncu (broker) kavramının son derece geniş ve belirsiz olmasıdır. Bu bölüm tasarıda şu şekilde yer almaktadır; “Başka bir kişi adına dijital varlıkların transferlerini gerçekleştiren herhangi bir hizmeti düzenli olarak sağlamaktan sorumlu olan herhangi bir kişi.”

Burada “broker” (komisyoncu) kapsamına, oldukça geniş bir şekilde “dijital varlıkların transferlerini gerçekleştiren herhangi bir hizmet”i gerçekleştiren “herhangi bir kişi”nin dahil edilmesi neticesinde; madenciler (PoW konsensüsü ile çalışan ağlarda madenciler), onaylayıcılar (PoS konsensüsü ile varlıklarını ilgili ağa kilitleyerek gelir elde edenler), DEX’ler (merkeziyetsiz borsalar), DeFi protokollerinden elde edilen gelirler, hatta belirli durumlar altında varlıklarını kişisel adreslerinde bulunduran kullanıcılar dahi bu belirsiz ve kapsayıcı tasarının yükümlülük kapsamına girebilir.

ABD’de kriptopara ekosisteminin gelişimine hatta çok daha geniş ölçekli olarak kripto ağların üzerinde çalıştığı internetin gelişimine darbe vuracağı değerlendirmeleri yapılan tasarıya yönelik hem kriptopara topluluğundan hem senatodan hem de sektör temsilcilerinden önemli tepkiler geldi. Coinbase, Blockchain Association, CoinCenter, Electronic Frontier Foundation (EFF) gibi kuruluşlar tasarı hakkında eleştirilerini içeren metinler yayımladılar ve halihazırda tasarının bu haliyle yasalaşmaması için kamuoyu oluşturma çalışmaları yürütüyorlar.

Sektör temsilcileri, tasarının geniş ve belirsiz ifadeleri itibariyle kriptopara ticareti yapmayan ya da buna aracılık etmeyen kriptopara ilişkili donanım ve yazılım geliştiren firmaların dahi tasarı kapsamına dahil olacağı ve raporlama ve bildirim yükümlülükleri çerçevesinde alakalı alakasız çok sayıda birey ve işleme ilişkin veri toplanacağı ve bunun gizlilik hakkını önemli ölçüde ihlal ederek tehlikeli bir gözetim aracına dönüşeceğini vurguluyorlar. Ayrıca ABD ekonomisi ve ABD’li bireyler açısından potansiyeli oldukça güçlü ve son derece yenilikçi bir sektörün baltalanmasının önemli zararları olacağı dile getiriliyor. Yani Çin’deki madenci göçüne benzer bir göçün ABD özelinde meydana geleceği ve bu durumun ABD ekonomisi açısından zararlarına dikkat çekiliyor.

Tasarıya ilişkin Senato’da tartışmalar başladıktan sonra sektör temsilcileri ve kriptopara topluluğunun da etkisiyle bazı olumlu gelişmeler de yaşandı. ABD’li senatörler Ron Wyden, uzun bir süredir sıkı bir Bitcoin destekçisi olan Cynthia Lummis ve Pat Toomey, tasarıda PoW ve PoS gibi farklı konsensüslerde madenciler ve onaylayıcıların, donanım cüzdanı ve yazılım geliştiricilerin, kriptopara projesi ve blokzincir ağı, protokol geliştiricilerinin yükümlü tutulmaması yönünde değişiklik teklif etti. Bu teklif DeFi protokollerinin tasarı kapsamında değerlendirilmesinin önüne geçilmesi açısından da oldukça önemliydi.

Bu gelişme üzerine Wyden-Lummis-Toomey önerisine benzer ancak tasarı kapsamını daha geniş tutan başka bir öneri Senatör Mark Warner ve Rob Portman tarafından hazırlandı ve sonrasında bu öneri Kyrsten Sinema tarafından aktif bir şekilde desteklendi. Bu öneri PoW madencileri ve dili itibariyle bazı cüzdan, saklama hizmetlerini tasarının kapsamı dışında bırakırken PoS onaylayıcıları, kriptopara projesi, protokol, yazılım geliştiricileri tasarının yükümlülük kapsamına dahil ediyor.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Yardımcısı Andrew Bates tarafından paylaşılan Beyaz Saray görüşünde, Warner, Portman, Sinema önerisinin Beyaz Saray tarafından daha uygun bulunduğu, vergi uyum süreçleri açısından daha dengeli bir yaklaşım benimsediğinin değerlendirildiği bilgisi kamuyou ile paylaşıldı.

Anlaşılacağı üzere hem ABD hem de ABD dışında kriptopara, blokzincir ekosisteminin yakından takip ettiği ve ekosisteme önemli etkileri olacak altyapı tasarısı ile ilgili Beyaz Saray daha sıkı bir düzenleyici yaklaşım öneren senatörlerin tarafında yer alıyor.

Ayrıca, kriptoparalar ile ilgili kriptoparaları suçla ilişkilendiren ve kriptoparaların sıkı bir şekilde düzenlenmesi gerektiği yönünde açıklamaları ile sık sık gündeme gelen ABD Hazine Bakanı Janet Yellen’in, Wyden, Lummis, Toomey önerisi aleyhine gizli bir şekilde lobi faaliyeti yürüttüğü bilgisi Washington Post tarafından geçtiğimiz günlerde haberleştirildi.

Sonuç

Blockchain Association, aralarında dünya çapında kriptopara ve blokzincir ekosisteminin en önemli kuruluşlarının yer aldığı 100 kuruluşun Wyden, Lummis, Toomey önerisini desteklediğini duyurdu.

ABD’de kriptopara topluluğu, kriptopara, blokzincir ekosisteminde yer alan ve bu sektörün potansiyeline inanan farklı sektörlerde yer alan insanlar, sektör temsilcileri düzenlemelerin Wyden, Lummis, Toomey’in önerisine uygun olarak yasalaşması için yoğun bir kamuoyu oluşturma çabası veriyor.

Bu tasarı ABD’de oldukça güçlü bir kriptopara topluluğu olduğunu da ortaya çıkardı. Sektörel tepkiler ve oluşan kamuoyu senatörleri ve medya temsilcilerini şaşırtacak seviyedeydi. Kriptopara, blokzincir ekosistemi özelinde ABD’nin sermaye gücünün, payının bunda önemli bir yeri var.

Bu düzenleme madenciler (PoW), onaylayıcılar (Stakerlar, PoS), yazılım (kriptopara projesi, protokol vs.) ve donanım (saklama, cüzdan hizmetleri vs.) geliştiricileri, bireysel kullanıcılar, DeFi protokolleri açısından son derece önemli bir düzenleme niteliği taşıyor. ABD’nin ekosistem açısından önemi ve öncü fonksiyonu itibari ile diğer devletlerin düzenleyici politikalarını etkileme noktasında da önem arz ediyor.

Tasarı eğer Warner, Portman, Sinema önerisine uygun bir şekilde yasalaşırsa yükümlülüklere uyum sağlamayan ya da sağlamak istemeyen birçok kriptopara, blokzincir girişimcisi, yatırımcısı ABD’yi terk edebilir veya ABD dışında bulunan çözümlere yönelebilir.

Yarın tasarının oylanarak netleşmesi bekleniyor. Dilerim Wyden, Lummis, Toomey önerisi kabul görür ve ekosistemin gelişimi açısından olumlu gelişmelere şahit oluruz.

Bu yazı ilk olarak  09/08/2021 tarihinde BTCHaber‘de yayımlanmıştır.

Share This