Archer v. Coinbase, Inc. Davası: Borsalarda Kriptopara Mülkiyeti

Archer v. Coinbase, Inc. Davası: Borsalarda Kriptopara Mülkiyeti

“Not Your Keys Not Your Coins”

Yukarıdaki ifade kriptopara topluluğunda son zamanlarda sık referans verilen bir motto. Kriptoparalar ile yapılan işlem ve bakiye kayıtları blockhain ağında açık ve özel anahtara (public & private key) sahip adresler üzerinde tutulur. Adres ile ilişkili özel anahtar, adrese erişmek ve işlemleri imzalamak / onaylamak için kullanılır. Özel anahtar sahipliği bu yönüyle kriptopara sahipliği ile eşdeğerdir.

Kullanıcılar, ilgili blockchain ağı ile bir kullanıcı arayüzü aracılığıyla etkileşime geçebilir, kendileri için bir kriptopara adresi oluşturabilir ve oluşturulan adresin özel anahtarına doğrudan sahip olup ilgili adreste tutulan varlıklar üzerinde %100’e varan kontrol sağlayabilirler.

Kullanıcılar yukarıda anlatılan işlemlerle, oluşturdukları adresin özel anahtarını saklama zahmetiyle hiç uğraşmayıp, kriptoparalarını borsalarda ya da kriptopara cüzdan uygulamaları gibi üçüncü parti uygulamalarda tutmayı tercih edebilirler.

Binlerce kriptopara biriminin olduğunu düşünürsek farklı blockchain ağlarını destekleyen güvenilir(?) bir kriptopara cüzdan uygulaması birçok kullanıcı için iyi bir çözüm olabilir. Bu durumda ilgili kripto varlığın özel anahtarı üçüncü parti uygulamada tutulacak ve kullanıcı yalnızca uygulama arayüzü aracılığıyla istediği işlemlere onay verebilecektir.

Tam olarak burada “not your keys not your coins” mottosunun ifade ettiği anlam tartışmaya açılıyor. Anahtarlara sahip değilsen kriptoparaya da sahip değilsin anlamına gelen bu motto çerçevesinde üçüncü parti uygulamalarda tutulan ve anahtarlarına da bu uygulumaların sahip olduğu kriptoparalar gerçekten size mi ait?

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan Archer v. Coinbase, Inc. davası borsalarda tutulan kriptoparaların mülkiyeti / sahipliği ile ilgili yukarıdaki soruya güzel bir cevap niteliği taşıyor.

Davacının, Coinbase kriptopara borsası kulanıcısı, davalının da Coinbase borsası olduğu davada; davacı, 23 Ekim 2017 tarihi itibariyle Coinbase borsasında 350 Bitcoin’i olduğunu, bu tarihte üçüncü parti bir uygulamanın Bitcoin Gold (BTG) adı ile Bitcoin blockchain ağından sert çatallanma ile ayrılan yeni bir kriptopara başlattığını ve Coinbase’in kendisine 1:1 oranında BTG vermek zorunda olduğunu iddia etmektedir.

Çatallanma olarak ifade edilen işlem bir blockchain ağında iki ayrı şekilde gerçekleşmektedir: Yumuşak Çatallanma (Soft Fork) ve Sert Çatallanma (Hard Fork). Yumuşak çatallanma durumunda bir blokchain ağında gerçekleştirilen güncellemeler ağın temel çalışma prensiplerini (madencilik protokolleri, konsensüs mekanizması) değiştirmez.

Sert çatallanma durumunda ise çatallanan blockchain ağının temel çalışma prensipleri değişir. Sert çatallama ile önceki blockchain ağından önemli ölçüde ayrışan ancak aynı geçmişi paylaşan yeni bir blockchain ağı ortaya çıkar.

Bir blockchain ağında sert çatallanmaya gidildiğinde iki ihtimal ortaya çıkar;

  • Aynı geçmişi paylaşan ama farklı işlem protokolleri, çalışma prensipleri ile birbirinden ayrılan eski ve yeni blokchain ağları (Bitcoin, Bitcoin Gold, Bitcoin Cash / Ethereum, Ethereum Classic)
  • Kullanıcıların eski blockchain ağını tamamen terk ederek ağdaki doğrulama gücü (hash rate) oranının sıfıra yaklaşması ve yeni blockchain ağının kullanılmaya başlanması.

Bitcoin Gold ve Bitcoin Cash (BCH), Bitcoin blockchain ağından sert çatallanma ile ayrılmıştır. Farklı çalışma prensipleri ile her bir blockchain ağı çalışmaya devam etmektedir.

Sert çatallanmalarda yeni ve eski blockchain ağları aynı geçmişi paylaştığından eski blockchain ağında bulunan adresinizin özel anahtarına sahipseniz özel anahtarınız ile yeni blockchain ağı ile geliştirilen kriptoparalara aynı oranda sahiplik elde edersiniz.

Bitcoin blockchain adresinizde 50 BTC’niz varsa ve bu adresin özel anahtarına sahipseniz sert çatallanma ile Bitcoin blockchain ağından ayrılan Bitcoin Cash ve Bitcoin Gold blockchain ağlarında da 50’şer BCH ve BTG’ye sahiplik elde edeceksiniz.

Sahip olduğunuz (u düşündüğünüz) kriptoparaların özel anahtarına sahip değilseniz. Yani kriptoparalarınızı bir borsada, cüzdan uygulamasında ya da herhangi bir üçüncü parti uygulamada tutuyorsanız, kullandığınız üçüncü parti uygulama çatallanmayı desteklemediği ya da bir hak tanımadığı sürece sert çatallamadan faydalanamıyorsunuz. Yani yeni geliştirilen kriptoparalara sahiplik elde edemiyorsunuz.

Bu noktada sahiplik / mülkiyet problemi ortaya çıkıyor. Borsalarda ya da üçüncü parti uygulamalarda tuttuğunuz kriptoparalar gerçekten size mi ait? Yoksa özel anahtarı tutan borsanın mı ya da özel bir mülkiyet türü mü?

Kaliforniya Temyiz Mahkemesi’nin Archer v. Coinbase davasında verdiği karar makalenin başında yer verdiğimiz “not your keys not your coins” mottosuna oldukça uygun bir karar olarak kriptopara mülkiyeti konusunu tartışmaya açıyor.

Kaliforniya Temyiz Mahkemesi, Coinbase borsasında 350 BTC tutan ve Coinbase’in kendisine çatallanan Bitcoin Gold kriptopara biriminden 1:1 oranında vermek zorunda olduğunu iddia eden davacının tüm argümanlarını reddetti.

Davacının talepleri ve mahkemenin davacının taleplerini ret gerekçeleri şöyle;

  • Davacı, kullanıcı sözleşmesi gereği Coinbase’in “bir borsanın olağan, alışılagelmiş müşteri ve borsa hizmetlerini” sağlama yükümlülüğü olduğunu ve bu yükümlülük çerçevesinde Coinbase hesabında bulunan BTC oranında sert çatallanma ile geliştirilmiş BTG’den kendisine vermek zorunda olduğunu iddia ediyor.
  • İlk argüman “Sözleşme İhlali”. Mahkeme bu argümanın geçersiz olduğuna, kullanıcı sözleşmesi gereği borsanın kullanıcının iddia ettiği gibi özel bir yükümlülüğe girmediğine karar verdi.
  • Kararda, kullanıcıların kriptopara borsaları itibariyle henüz yeterince düzenlenmemiş bir piyasada oldukları, borsanın çatallanan varlığı kullanıcıya sağlaması için kullanıcı sözleşmesinde bu konuda özel bir yükümlülüğü olması gerektiği ifade edilmiştir.
  • Sert çatallanmalarda kullanıcıların çatallanan varlıktan hak elde etmeleri için bazı durumlarda ek birtakım onaylayıcı işlemler yapmaları gerekmektedir.
  • Kararda, Coinbase’in, kullanıcılar için borsa cüzdanlarında tuttuğu bir kriptoparanın blockchain ağı çatallanarak geliştirilen yeni bir varlıktan ek onaylayıcı işlemleri yerine getirerek edinmek ve kullanıcıya sağlamak gibi bir yükümlülüğü olmadığı ifade edilmiştir.
  • Mahkemenin diğer bir ret gerekçesi de, üçüncü parti bir uygulama tarafından geliştirilen bir varlığın Coinbase’i yasal hiçbir yükümlülük altına sokmayacağıdır.

Kriptopara kullancılarının henüz oldukça yeni ve düzenlenmemiş bir piyasada işlem yapmaları nedeniyle bu tarz davalar ve kararlar ilk olmaları ve hem düzenleyici kurumlara hem de kullanıcılara projeksiyon tutmaları, yol göstermeleri nedeniyle oldukça önemli davalar.

Genel hukuk normları ve uygulamaları çerçevesinde mahkemenin dayandığı argümanlar yerinde olmakla birlikte “not your keys not your coins” mottosunun da önemli bir gerçeği yansıttığı algısını güçlendiriyor.

Share This