FATF Seyahat Kuralı Kriptoparalar İçin Ne Anlama Geliyor?
FATF Seyahat Kuralı (Travel Rule)
Financial Action Task Force (Mali Eylem Görev Gücü)’un kısaltması olan FATF, Türkiye Dahil 39 ülkenin üyesi olduğu uluslararası bir kuruluştur. FATF, 1989 yılında OECD bünyesinde G-7 ülkeleri (Fransa, Almanya, İngiltere, ABD, Japonya, İtalya ve Kanada) tarafından kurulmuştur.
FATF’in ana kuruluş amacı uluslararası karapara aklamanın önlenmesidir. Zamanla FATF’in görev tanımı ve amacı genişlemiş, uluslararası terörizmin finansmanı dahil, illegal finansal işlemlerin önlenmesi amacıyla FATF tarafından çok sayıda tavsiye kararı alınmış, bu kararların geliştirilmesi ve uygulanması amacıyla FATF bünyesinde çalışma grupları kurulmuştur.
FATF, kurulduğu günden bugüne, karapara aklama, terörizmin finansmanı, yolsuzluk ve uyuşturucu ticareti gibi yasadışı gelirlerin uluslararası takibi ve önlenmesi amacıyla tavsiye kararlarının yanı sıra kamu ve özel sektör için uluslararası standartlar da belirlemiştir.
FATF, yukarıda sayılan misyonlarını gerçekleştirmek amacıyla geliştirdiği tavsiye kararlarından 16 numaralı “elektronik transfer” (wire transfer) başlıklı tavsiye kararını 2019 yılında güncellemiştir.
Kriptoparaların zamanla daha fazla bireysel ve kurumsal yatırımcının ilgisini çekmesi, gittikçe artan yaygınlaşma ve benimsenme oranı ve kriptopara piyasasının katlanarak büyüme, gelişme hızı ile birlikte kriptoparalar ve blokzinciri teknolojisinin sunduğu fırsatların suçlular tarafından istismar edilmesine istinaden FATF, tavsiye kararlarından 16 numaralı başlığa yaptığı güncelleme, yeni yorumlama ile “Seyahat Kuralı” çerçevesinde kriptoparaları da dahil etmiştir.
Seyahat Kuralı’nın kriptoparalar açısından anlamı ve önemine geçmeden önce kriptopara ticaretinin yapıldığı ve kriptoparaların arz ve talebe göre fiyatlandığı uluslararası kriptopara borsalarının, düzenleyici yasalarla uyum ve karapara aklama, terörizmin finansmanı, uyuşturucu ticareti gibi illegal işlemler ile mücadele açısından ne gibi prosedürler takip ettiğine ve kriptoparaların suçlularca kullanımına ana hatlarıyla bakmakta fayda var.
Kriptopara Borsaları KYC / AML Süreci
Kriptopara borsaları, platformlarında işlem yapan kullanıcıların olası suç içeren iş ve işlemleri için kendilerini yasal merciler nezdinde güvence altına almak için ve kendisine ya da diğer kullanıcılarına karşı bir suç işlendiğinde suçlunun tespiti için KYC / AML (Know Your Customer – Müşterini Tanı / Anti Money Laundering – Karapara Aklama ile Mücadele) prosedürünü kullanıcılarına zorunlu tutuyorlar.
Kriptopara borsaları, KYC / AML prosedürü ile kullanıcılarından kimlik belgesi ön, arka yüzü, resmi belgeler üzerinde yer alan ikamet bilgileri, borsa adı ve kayıt tarihinin yer aldığı imzalı bir A4 kağıdı ve kimlik ile çekilmiş bir fotoğraf, biyometrik bir fotoğraf gibi bilgilerin bazılarını ya da hepsini istiyor ve borsa yetkilileri belgeleri inceledikten sonra kullanıcıların işlem yapabilmeleri için hesaplarını onaylıyor. Tamamen uzaktan gerçekleştirilen işlemler olduğundan suçlular başta olmak üzere kullanıcılar, çoğu zaman sahte bilgilerle hesaplarını onaylatmaya çalışıyor.
Kriptopara borsalarının uyguladığı KYC / AML prosedürü yasal bir zorunluluk olarak uygulanmaya başlamamıştır. Düzenlemelerle, yasalarla uyum çerçevesinde bir piyasa standardı olarak gelişim göstermiştir. Her ne kadar bugün birçok kriptopara borsası, merkezinin bulunduğu ülkenin yetkili birimlerince piyasa standardı olarak gelişen KYC / AML prosedürünü uygulamak zorunda bırakılsa da bu kimlik doğrulama yönteminin güvenilirliği ve şekline ilişkin yasal mevzuat bulunmamaktadır çünkü ne kriptopara borsaları ne de kriptoparalar henüz devletler tarafından gerektiği şekliyle, hukuki olarak tanınmamaktadır.
Karapara Aklamanın Küresel Maliyeti, Suçlular ve Kriptoparalar
DarkNet pazarlarından Silk Road’ın milyonlarca doları bulan işlem hacmiyle ödeme aracı olarak Bitcoin’i kullandığını kriptopara topluluğunda duymayan kalmamıştır. FBI, Silk Road operasyonu ile yüzbinlerce Bitcoin’e el koymuştur. Geçtiğimiz günlerde de 69.369 Bitcoin’e ABD Adalet Bakanlığınca, Silk Road ilişkili olduğu iddiasıyla el konulmuştur. Bugünkü değeri yaklaşık 1 milyar 300 milyon Dolar’dır. Silk Road yöneticisi olduğu iddiasıyla Ross Ulbricht müebbet hapis cezasıyla ABD’de hapis yatıyor.
Anonimleştirici TOR tarayıcı aracılığıyla erişilen Silk Road platformunda az sayıda satıcı çok sayıda alıcıya Bitcoin ile uyuşturucu ve uyuşturucu yapımında kullanılan neredeyse her türlü maddeyi satıyordu. Platformda ayrıca çocuk pornografisi, silah, silah parçaları hatta kiralık katil tutma gibi illegal işlemler de gerçekleştiriliyordu. Tüm bu işlemlerde ödeme aracı olarak Bitcoin kullanılıyordu. Silk Road gibi illegal bir pazar böylece Bitcoin’in ilk fiyatlamasında ve hacim kazanmasında önemli bir rol oynamıştı.
Europol geçtiğimiz aylarda yayımladığı bir raporda kriptopara mixing hizmeti (Bir işleme konu kriptoparanın adresler arasında dolaştırılarak izinin kaybettirilmesi) veren Wasabi Wallet ile hacking yoluyla ya da DarkNet gibi illegal pazarlar aracılığıyla elde edilen büyük miktarda kriptopara gelirlerinin aklandığını, izinin kaybettirildiğini duyurmuştu.
UNODC (United Nations Office on Drugs and Crime – Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi) verilerine göre sadece 12 ayda karapara aklamanın küresel maliyeti 800 milyar Dolar ile 2 trilyon Dolar arasında tahmin edilmektedir. Kriptoparaların suçlular için sunduğu fırsatlar düşünüldüğünde bu tutarın ne kadarının kriptoparalar ile gerçekleştirildiği, kriptoparaların terörizmin finansmanında ne ölçüde kullanıldığı halihazırda bilinmiyor. Ancak kriptoparaların illegal faaliyetlerde kullanılma potansiyeli ya da halihazırda kullanılıyor oluşu FATF, UNODC gibi birçok kurumu harekete geçirmiş durumda.
FATF Seyahat Kuralı ve Sanal Varlık Servis Sağlayıcılar
Blockchain teknolojisinin ve kriptoparaların sunduğu fırsatlar suçlular için hem hedef hem de araç olarak kriptoparaları bir cazibe merkezi haline getiriyor. Suçlular suç geliri kriptoparayı çeşitli yollarla kolayca borsalar arasında transfer edebiliyor ve nihai olarak nakde çevirebiliyor. Bu noktada kriptopara borsalarının KYC / AML prosedürü illegal işlemlerin takibi açısından ne kadar işlevsel sorusu gündeme geliyor ve FATF’ın Seyahat Kuralı tam olarak burada devreye giriyor.
Kriptopara adresler arasında transfer edildiği takdirde bir borsanın kriptoparanın hangi adresten geldiği ya da hangi adrese gittiği konusunda bilgi sahibi olması bazı spesifik durumlar hariç neredeyse imkansız. X borsasında illegal olarak elde edilen ya da illegal olarak elde edilip X borsasına transfer edilen ve işleme konu olan kriptopara nakde çevrilmek istendiğinde çoğu zaman yerel ya da uluslararası bir banka hesabıyla ilişkili başka bir borsa adresine gönderiliyor. Bu noktada kriptopara borsalarının KYC / AML süreçleri illegal işlemlerin takibi açısından yetersiz kalıyor.
KYC / AML kimlik doğrulama için borsa içi kullanılan bir yöntem, illegal işleme konu kriptopara başka bir adrese gönderildiğinde bu adres kişisel adres mi yoksa başka bir borsa adresi mi çoğu zaman bilinmiyor. FATF, Seyahat Kuralı ile bu noktada devreye giriyor ve illegal işlemlerle etkili bir mücadele ortaya konulabilmesi ve yasalarla uyumluluk açısından kriptopara borsalarının birbiri ile veri paylaşmasını öngören bir kural getiriyor. Üstelik sadece kriptopara borsaları bu kurala dahil değil.
FATF, karapara aklamanın önlenmesi ve terörizmin finansmanı ile mücadele ( AML / CTF (Combating the Financing of Terrorism)) kapsamında tüm sanal varlık hizmet sağlayıcılarının (VASPs – Virtual Asset Service Providers) ve sanal varlıklarla (özellikle kriptoparalar) işlem yapılan diğer finansal kuruluşların Seyahat Kuralı çerçevesinde belirlenen AML / CTF prosedürüne uymasını istiyor. Sanal varlık hizmet sağlayıcıları, kriptopara depolama hizmeti veren platformların da dahil olduğu, kriptopara ile işlem yapılmasına izin veren platformlar olarak kapsayıcı bir ifadeye karşılık geliyor.
Mart 2020’de gerçekleşen G-20 zirvesinde ülkelere, sanal varlıklar ve sanal varlık servis sağlayıcılar ile ilgili FATF standartlarına uymaları yönünde çağrı yapıldı. Bu çağrı ciddi anlamda ses getirdi ve FATF Seyahat Kuralı daha geniş bir çerçevede tartışmaya açıldı. Çok sayıda kriptopara borsası FATF Seyahat Kuralı standartlarına uyum sağlayacağını açıkladı.
Halihazırda birçok ülkede kriptopara borsaları ya da cüzdan hizmeti gibi hizmetler veren diğer hizmet sağlayıcılar genel kanunlara göre kuruluyor ve iş ve işlemlerini gerçekleştiriyor. Kriptoparalar yasal olarak tanınmıyor ve kriptopara borsaları finansal düzenleyici yasalar açısından yasal bir statüden ziyade de-facto bir statüye sahipler. Bu durum FATF Seyahat Kuralının ülkeler düzeyinde uygulanabilirliği açısından da önemli bir problem teşkil ediyor.
Bir sonraki yazımızda FATF Seyahat Kuralı’nın içeriği, hangi borsaların FATF Seyahat Kuralı’na uyacağını açıkladığı, Seyahat Kuralı’nın uygulanabilirliği konularını ve Seyahat Kuralı’na ilişkin diğer konuları ele alacağız.
Bu yazı ilk olarak BTCHaber sitesinde yayımlanmıştır.