Tornado Cash ve Gizlilik Tabanlı Kripto Varlıkların Geleceği
- Gözetim teknolojilerindeki hızlı gelişim, temel kişi hak ve özgürlüklerinden biri olan mahremiyet, gizlilik hakkını ciddi anlamda tehdit etmeye başladı.
- Genel anlamda devletler ve özel olarak otoriter yönetimlerin vatandaşlarının her hareketini kamu güvenliği gerekçesi ile izlemeye çalıştığı bir dönemde ve hızla dijitalleşen toplumda; gizlilik endişeleri ve gizlilik teknolojilerine ilgi arttı ve gizliliği savunan hareketler ortaya çıktı.
- Finansal işlemlerin gizliliği, gizlilik temelinde en önemli tartışma konularından birini oluşturuyor.
- Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkışında gizlilik düşüncesinin oldukça önemli bir yeri olan blok zinciri teknolojisi tabanlı çok sayıda gizlilik odaklı kripto varlık ve protokol geliştirildi.
- Kripto varlıklar ile ilgili regülasyonlar yaklaşırken en önemli tartışmalardan biri gizlilik tabanlı kripto varlıklara karşı düzenleyicilerin tutumunun ne olacağı konusuydu.
- OFAC’ın Tornado Cash’e yönelik kapsamlı yaptırım kararı ve sonrasında meydana gelen gelişmeler kripto topluluğunu derinden etkiledi. Düzenleyicilerin gizlilik tabanlı kripto varlıklara yönelik olası düzenleyici yaklaşım ve politikaları konusunda endişe yarattı.
- Gizlilik tabanlı kripto varlıklar arasında piyasa değeri açısından ilk iki sırada yer alan Monero ve Zcash örnekleri, düzenleyici gelişmeler bağlamında gizlilik tabanlı varlıkların adaptasyonu ile ilişkili önemli veriler sunuyor.
Kripto Varlıklar ve Gizlilik
Bitcoin’in geliştirilme sürecinde ve felsefesinde son derece önemli bir yere sahip olan ve kökleri 1990’lı yıllara uzanan “Cypherpunk” hareketi, gizlilik ve güvenlik temelinde kriptografiyi ve gizlilik artırıcı teknolojilerinin kullanımını yaygınlaştırmaya çalışan bir harekettir. Kripto anarşi kavramı ile de özdeşleşen bu hareketin mensupları Bitcoin ağının başlatılmasından yıllar önce Bitcoin benzeri, kriptografi tabanlı bir dijital varlık da modellemişlerdi.
Satoshi Nakamoto’nun hem Bitcoin teknik dökümanında hem de Bitcoin’in geliştirilme döneminde mail yazışmalarında ve BitcoinTalk forumunda yaptığı paylaşımlarda gizlilik, anonimlik konusunu ön plana çıkardığını biliyoruz. Ayrıca erken dönem Bitcoin destekçilerini en çok heyecanlandıran konulardan biri, Bitcoin işlemlerinin sağladığı gizlilikti. Satoshi Nakamoto olduğuna dair iddialar ile sık sık gündeme gelen erken dönem Bitcoin destekçilerinden, aynı zamanda bir “cypherpunk” olan Adam Back gibi isimler; Bitcoin’in sağladığı gizlilik düzeyinin artırılmasına dair çok sayıda önemli çalışma yaptı.
Açık Blok Zincirler Ne Kadar Gizli?
Yukarıda vurgulandığı üzere Bitcoin’in ilk dönemlerinde öne çıkan en temel özelliği merkeziyetsizlik özelinde gizlilikti. Bu durum ana akım medyanın, kamu otoritelerinin, bireylerin ve gizlilik destekçilerinin oldukça ilgisini çekmişti. Ancak zamanla durumun biraz farklı olduğu anlaşıldı. Bitcoin işlemleri sanıldığı kadar gizli değildi.
Bitcoin ve Ethereum gibi açık blok zincirlerinde her bir eşsiz adrese ait tüm işlemler anlık olarak takip edilebiliyor. Her bir adresle ilişkili tüm işlemlere ilk işlemden son işleme kadar blok zinciri güvencesi ile güvenli bir şekilde ulaşılabiliyor. Ancak gerçek bir kişi ile ilişkilendirilemediği takdirde takip edilebilen yegane şey açık adresler arasında gerçekleşen transferler ve bu adreslerle ilişkili bakiye bilgileri oluyor. Blok zinciri tabanlı işlemler ile IP veya lokasyon eşleşmesi yapılamadığını eklemekte de fayda var.
Peki işlemler nasıl açığa çıkarılabilir ve takip edilebilir? Temelde bir adresle bir gerçek kişi ancak ilgili gerçek kişi, bahse konu adres ile ilişkisini 3. kişilere ya da merkezi platformlara açıkladığı takdirde ilişkilendirilebilir. Açık blok zincirlerinde tüm data erişilebilir olduğundan bir adresle ilişkili tüm işlemler haritalandırılabilmekte ve belirli işlem paternlerine ulaşılabilmektedir. Özellikle merkezi 3. parti hizmet sağlayıcılarda yapılan KYC doğrulaması benzeri süreçler ile ya da herhangi bir şekilde gerçek kişilerin sahipliğini deklare ettikleri adresler takip edilerek birçok adres ve işlem gerçek kişilerle ilişkilendirilebilmektedir. Günümüzde devletler ve özel sektör kuruluşları tarafından açık blok zincirlerini takip etmek için çok sayıda ileri düzey uygulama geliştirilmiştir. Dolayısıyla Bitcoin’in ilk yıllarında hakim olan anonimlik, gizlilik anlatısı bu gelişmelerle anlamını önemli ölçüde yitirmiştir. Bunun neticesinde daha ileri düzey gizlilik sunan protokoller geliştirilmiştir.
Gizlilik Tartışmalarını Alevlendiren Tornado Cash Nasıl Çalışıyor?
Kripto varlıkların görece kısa tarihinde gizlilik tabanlı kripto varlıklar genel olarak mevcut ve gelecek düzenlemeler çerçevesinde çok defa tartışma konusu oldu. Geçtiğimiz yıllarda çok sayıda büyük merkezi borsa aldığı ani kararla alım satımına izin verdiği Zcash (ZEC), Monero (XMR), Dash (DASH) gibi gizlilik tabanlı kripto paraların alım – satımını bölgesel ya da genel olarak durdurdu. Güçlü bir trende dönüşen liste dışı bırakma furyası bir süre sonra kendini gizlilik tabanlı varlıkları yeniden listeleme yarışına bıraktı. Bu süreçte gizlilik tabanlı kripto varlık olarak öne çıkan Dash gibi bazı projeler, gizlilik coini etiketini kabul etmediklerini ve gizliliğin opsiyonel olarak sunulduğunu belirttiler, hatta kamu otoriteleri ile işbirliği yapabileceklerine dair sinyaller verdiler.
Gizlilik tartışmaları sadece gizlilik tabanlı kripto varlıklar özelinde değil, gizlilik artırıcı, karıştırıcı (mixer) olarak ifade edilen protokoller ile de sık sık gündeme geldi. Tornado Cash de bu hizmeti protokol düzeyinde sunan platformlardan biridir. Karıştırıcı olarak nitelendirilen Tornado Cash benzeri protokoller, uygulamalar; temelde kullanıcıların varlıklarını karıştırarak kaynak adres ve hedef adres arasındaki ilişkiyi kesmeyi hedefleyen, böylece varlıkların izini kaybettirmeye çalışan platformlardır.
Tornado Cash, Ethereum üzerinde çalışan akıllı sözleşme tabanlı bir merkeziyetsiz uygulamadır (DApp). Kullanıcılar Tornado Cash havuzlarını (akıllı sözleşmelerini) kullanarak temelde yatırma ve çekme işlemi gerçekleştirirler. Kullanıcılar istedikleri takdirde bu havuzlara yatırdıkları varlıkları çoklu adreslere çekebilirler. Tornado Cash, kaynak adres ve hedef adres ya da adresler arasındaki ilişkiyi aynı anda yapılan çok sayıda işlemi ilgili havuz aracılığıyla anonimleştirerek gizler ve bunu yaparken kullanıcının varlıkları üzerinde %100 kontrol sahibi olmasını sağlar. Tornado Cash tüm bunları sıfır bilgi ispatlarını (zero knowledge proof) kullanarak gerçekleştirir. Zk-SNARK tabanlı bir uygulama olan Tornado Cash, sıfır bilgi ispatları ile kaynak adres ile hedef adres arasındaki ilişkiyi gizleyerek kullanıcıların varlıklarını ilgili havuzlardan, akıllı sözleşmelerden çekebilmelerini sağlar. Böylece tüm bu süreçte kullanıcılar varlıkları üzerinde kontrolünü kaybetmemiş olur.
Hem öteden beri kripto paraları destekleyen ve bu varlıkların arkasındaki felsefeyi özümsemiş toplulukların gizlilik konusundaki hassasiyeti hem de on-chain kriminal aktiviteler (hacking, dolandırıcılık vs.) nedeniyle Tornado Cash’in kullanım oranı, işlem hacmi hızlı bir şekilde arttı. Bu durumun önemli sebeplerinden biri de şüphesiz Ethereum ekosisteminin gelişimine bağlı olarak Tornado Cash’in Ethereum üzerinde çalışan bir uygulama olmasıdır.
OFAC’ın Tornado Cash Yaptırımı ve Sonuçları
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olan Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (The Office of Foreign Assets Control – OFAC), ABD’nin ülkelere, gruplara ve bireylere yönelik terörizmin finansmanı, uyuşturucu ticareti gibi nedenlerle aldığı yaptırım kararlarının uygulanması sürecini yöneten bir kurumdur.
OFAC, 2019 yılından bu yana yoğun bir şekilde kripto varlıkları da yaptırımlar çerçevesinde takip etmeye başlamıştır. Bu kapsamda OFAC, geçtiğimiz yıllarda İran ve Kuzey Kore ile ilişkili kripto adresleri başta olmak üzere, Tornado Cash ile ilişkili adresler dahil çeşitli adresleri kara listeye aldığını duyurmuştur. Özellikle kripto para borsalarını, projelerini ve protokollerini hedef alan, ABD tarafından Kuzey Kore ile ilişkilendirilen, Lazarus Hacking grubu ile ilişkili adresler, bu adreslerin Tornado Cash bağlantılarına da dikkat çekilerek kara listeye alınmış ve bu durum ABD Hazine Bakanlığı resmi web sitesinden duyurulmuştur. Bu gelişmeler kripto topluluğunda ses getirse de şimdiye kadar etkileri sınırlı olmuştur.
Peki ne oldu da Tornado Cash özelinde OFAC duyurusu ile kripto varlıkların geleceği yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandı? Bu sorunun cevabı basit; OFAC ilk defa çeşitli argümanlar öne sürerek Tornado Cash ilişkili “tüm” işlem ve adresleri kapsayacak şekilde bir sansür kararını kamuoyuna duyurdu. Bu durum kripto ekosisteminde bir şekilde Tornado Cash ile ilişkili adresler ile etkileşime geçmiş tüm platformların, protokollerin, kişilerin yaptırıma maruz kalabileceği anlamına geliyordu. Bu denli kapsamlı bir yaptırıma kripto ekosisteminden gelecek tepkiler ve ABD tarafından atılacak sonraki adımların neler olacağı merak konusuydu ama gelin önce OFAC’ın Tornado Cash yaptırımına konu argümanlarına göz atalım.
OFAC, bahse konu yaptırım kararına ilişkin temel argümanları olarak;
- 2019 yılından bu yana 7 milyar dolardan fazla varlığın Tornado Cash aracılığı ile aklandığı,
- Yukarıdaki tutara Kuzey Kore destekli olduğu öne sürülen Lazarus hacking grubunun çeşitli kripto hack girişimleri ile çaldığı 455 milyon doların da dahil olduğu,
- Kripto ekosistemini derinden sarsan Harmony ve Nomad köprü hack vakaları gibi önemli kripto hackleri ile çalınan 96 milyon dolardan fazla varlığın Tornado Cash ile aklandığı,
- Genel olarak siber suçlarla ilişkili varlıkların Tornado Cash üzerinden aklandığı, bu durumun siber suçluları teşvik ettiği ve işlerini önemli ölçüde kolaylaştırdığı,
- Tornado Cash benzeri karıştırıcıların (daha önce farklı karıştırıcı platformlarına yönelik aksiyonlara referans verilerek) doğası itibariyle ulusal güvenlik açısından tehdit oluşturduğu hususlarını sıralamıştır.
OFAC kararında yukarıdaki argümanlara dayalı olarak ABD ülkesi ve vatandaşı ilişkili tüm Tornado Cash ilişkili işlem, varlık ve adreslerin yaptırım kapsamında olduğu, incelemeye alınacağı ve raporlanması gerektiği net olarak ifade edilmiştir.
Kripto ekosisteminde merkeziyetsizlik iddiası güçlü platform ve protokollerin OFAC kararına tepkisi merkeziyetsizlik ve gizlilik gibi kripto topluluğunun savunduğu en temel hususları tartışmaya açmıştır. Peki OFAC kararını daha dramatik bir boyuta taşıyan ve tartışmanın yönünü belirleyen kripto tarafındaki gelişmeler nelerdi;
- Türev ürünler sunan merkeziyetsiz borsa (DEX) dYdX, Tornado Cash ilişkili adresleri platformundan engellemeye başladı.
- Circle, 40’tan fazla Tornado ilişkili adresi kara listeye aldı ve USDC varlıklarını dondurdu.
- Blok zinciri geliştiricileri için altyapı ve API desteği sunan Consensys ürünü Infura ve Alchemy, sundukları RPC hizmeti üzerinden Tornado Cash’e erişimi engelledi.
- Açık kaynak felsefesinde önemli bir yere sahip olan Github, şaşırtıcı bir adım atarak Tornado Cash kaynak kodlarını platformundan kaldırdı ve Tornado Cash’e katkı sağlayan üç hesabı kapattı.
- Kripto ekosisteminde şok etkisi yapan belki de en önemli gelişme Tornado Cash geliştiricisi Alexey Pertsev’in Hollanda’da yakalanması ve tutuklanması oldu.
OFAC kararına yönelik son derece hızlı bir şekilde alınan beklenmedik aksiyonlar kripto topluluğunu şaşkına çevirdi. Ancak bu gelişmeler sonrasında OFAC’tan yaptırımların kapsamına ve Tornado Cash ilişkili tüm işlemlerin, varlıkların suçla ilişkili olmadığına ve ilgili işlemler çerçevesinde yaptırıma maruz kalmamak için atılması gereken adımlara dair ılımlı bir yaklaşım geldi. dYdX ve Github gibi platformlar hızlı bir şekilde takındığı sert tutumlarını geçen zaman içerisinde yumuşattı. Tether tarafından Circle’ın aldığı aksiyona da gönderme niteliğinde Tornado Cash ilişkili adreslerde bulunan varlıkların kara listeye alınmayacağı ve dondurulmayacağına dair açıklamalar geldi.
Her ne kadar zaman içerisinde Tornado Cash’e yönelik yaptırımların platformlar, protokoller ve topluluk üzerinde oluşturduğu baskı yukarıdaki gelişmeler ile yerini daha ılımlı bir havaya bıraksa da bu olay merkeziyetsizlik ve merkeziyetsizlik özelinde kripto ekosisteminin sunduğu temel çözümlere dair kafalarda önemli soru işaretleri oluşturdu.
Burada vurgulanması gereken önemli bir nokta; geliştiricileri bilinen, arkasında legal ya da legal olmayan bir kuruluş olan yani gerçek kişilerden oluşan bir topluluk ile ilişkilendirilebilen tüm yapılarda yer alan kişilerin hukuki yaptırımlara maruz kalma riskidir. Dolayısıyla bir protokol ne kadar merkeziyetsiz olduğunu iddia ederse etsin, ilgili protokolün yaptırım kapsamına alınması durumunda, bu protokolün geliştiricileri ve ana faydalanıcıları biliniyorsa bu kişiler ciddi hukuki yaptırımlara maruz kalabilir, Tornado Cash geliştiricisi Alexey Pertsev gibi. Hatırlanacağı üzere, SEC’nin sert aksiyonlar aldığı, farklı ülke düzenleyici kurumlarından kripto tabanlı türev ve menkul kıymet niteliğinde ürünlere yönelik sert açıklamaların geldiği geçtiğimiz aylarda Uniswap, ana arayüzünden türev ve menkul kıymet niteliğinde varlıklara erişimi engellemişti. Tüm bu gelişmeler kriptonun temel savı çerçevesinde önemli tartışmaları beraberinde getirse de geliştiriciler açısından makul karşılanması gereken gelişmelerdir.
Peki bu yaptırımların yukarıda anlatılan son derece önemli sonuçları Tornado Cash’i nasıl etkiledi? Alan adına erişimin engellendiği Tornado Cash, web arayüzü için IPFS/ENS tabanlı bir alan adı ile web arayüzünü kullanıma açtı ancak Cloudflare tarafından bu alan adına da erişim engellendi. Halihazırda Tornado Cash Twitter profilinde yer alan genel IPFS tabanlı alan adı üzerinden Tornado Cash akıllı sözleşmelerine erişilebiliyor. Her ne kadar tüm bu erişim engellemeleri Tornado Cash akıllı sözleşmelerine zincir-üstü erişimi engellemese de hukuki yaptırımlara maruz kalma riski ve yukarıda bahsedilen aksiyonlar, Tornado Cash aktif kullanıcı sayısı ve kullanımını önemli ölçüde düşürdü. Ağustos ayında gelen OFAC kararı ile Tornado Cash akıllı sözleşmelerine yapılan yatırma işlemlerinde dramatik bir düşüş olduğunu görüyoruz.
OFAC kararı yukarıda da vurgulandığı üzere sadece Tornado Cash’i olumsuz etkilemedi. Yukarıda detaylarına yer verilen; kamu otoriteleri, özel sektör kuruluşları ve merkeziyetsizlik vurgusuyla hareket eden web3 platformları tarafından alınan aksiyonlar; gizlilik tabanlı varlıkların bugünü ve geleceğine dair önemli tartışmaları beraberinde getirdi. Kripto varlıkların geliştirilme felsefesi ve arkasındaki teknoloji itibariyle gizlilik konseptinin karşılığı ne kadar doğru anlaşılırsa bu tartışmanın tüm kripto ekosistemi açısından sonuçları da o kadar iyi anlaşılır.
Gizlilik Tabanlı Varlıkların Kullanım Oranı: Zcash ve Monero Örneği
Yukarıda kripto varlıkların geliştirilmesi sürecinde gizlilik konseptinin önemine değinilirken açık blok zincirlerinin her ne kadar belirli bir düzeyde gizlilik sağlasa da bu gizliliğin özellikle merkezi kurumlar üzerinden düzenlemeler ve gözetim uygulamaları ile önemli ölçüde ortadan kaldırılabileceği vurgulandı. Dolayısıyla zaman içerisinde gizlilik savunucuları ana akım kripto varlıklar yerine gizlilik odaklı kripto varlıklara yönelmeye başladı. Dünya genelinde kripto varlıkların düzenlenmesine yönelik sürecin hızlanması ve kişisel adresler dahil adres tabanlı kripto varlıkların takibine yönelik uluslararası düzeyde atılan adımlar da gizlilik tabanlı kripto varlıkların popülerliğini artırdı.
Burada, Satoshi’nin vizyonunun, gerçek anlamda, Zcash ve benzeri gizlilik tabanlı varlıklar tarafından sürdürüldüğü ve Bitcoin’in özellikle “gizlilik” başlığı altında büyük yara aldığı tartışmalarına da değinmek gerekiyor. Bu tartışma Bitcoin’in ortaya çıkış felsefesi ile ilişkili olarak anlamlı bir tartışma olsa da gizlilik konusunun kripto topluluğu tarafından genel anlamda ne kadar öncelikli bir konu olduğu konusuna Zcash ve Monero örnekleri üzerinden bakalım. Bu konuda Zcash ve Monero istatistiklerine bakmamızın temel nedeni bu iki varlığın piyasa değeri açısından en büyük iki gizlilik tabanlı blok zinciri ve varlık olmasıdır.
Monero (XMR)
Sembolü XMR olan Monero, Bytecoin çatallaması olarak 2014 yılında Bitmonero adıyla piyasaya sürülmüştür. Monero ağı temelde açık anahtarların izlenmesine imkan vermeyen bir yapıda tasarlanmıştır.
Monero ağında gizlilik ile ilişkili 3 temel teknoloji / konsept bulunmaktadır: “halka imzalar”, “halka gizli işlemler” ve “hayalet adresler”. Halka imzalar teknolojisi kullanılarak, Monero üzerinde bir işlemi imzalamaya yetkili bir gruptan (halka olarak nitelendiriliyor) işlemi imzalayan adresin gizli kalması sağlanır. Halka gizli işlemler ile madencilere sadece gerekli bilginin verilmesi sağlanılarak işlem tutarının gizli kalması sağlanır. Hayalet adresler ise her işlem özelinde alıcı lehine oluşturulan ve gönderici tarafından alıcıya XMR transferi için kullanılan rastgele oluşturulan adreslerdir. Bu şekilde Monero ağında gerçekleşen bir işleme dair kaynak, hedef ve işlem tutarı bilgilerinin gizliliği sağlanmaktadır.
Tor benzeri bir ağ olan I2P benzeri entegrasyonlar ile Monero işlemleri için ek gizlilik katmanları oluşturmaya yönelik çalışmalar da yapılmaktadır. Bu tarz geliştirmeler ile IP ve lokasyon bazlı ek güvenlik katmanları oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Monero, CoinMarketCap’de gizlilik tabanlı kripto paralar kategorisinde piyasa değeri ile ilk sırada bulunmaktadır. Monero’nun piyasa değeri bu yazının kaleme alındığı 27 Ekim 2022 tarihi itibariyle yaklaşık 2.7 milyar dolar seviyelerindedir.
Monero ağının işlem hacmine baktığımızda toplam işlem hacminin 26.2 milyon seviyelerine çıktığını ve günlük ortalama işlem hacminin son haftalarda 27 bin civarında olduğunu görüyoruz. Gizlilik kategorisinde piyasa değeri itibariyle en büyük kripto para olan Monero’nun işlem hacminin dolayısıyla adaptasyonunun çok iyi seviyelerde olmadığını görüyoruz.
Zcash (ZEC)
Zcash, 2016 yılında, Zero Cash’in kısaltması olarak, bilgi güvenliği ve kriptografi uzmanı Zooko Wilcox-O’Hearn tarafından kurulan Zerocoin Electric Coin Company altında, bir grup gizlilik aktivisti tarafından geliştirilmiştir.
Zcash blok zinciri üzerinde “t” ile başlayan ve “z” ile başlayan olmak üzere iki tür adres bulunmaktadır. “t” ile başlayan adresler açık blok zincirlerinde bulunan adreslere benzer şekilde şeffaf bir şekilde takip edilebilen adreslerdir. “z” ile başlayan adresler ise korumalı adres olarak adlandırılan ve takip edilemeyen adreslerdir.
“t” ve “z” adresleri arasındaki işlem kombinasyonlarına göre Zcash ağı üzerindeki işlemler şu şekilde sınıflandırılmaktadır.
- Gizli işlemler (z adresten z adrese)
- Korumalı İşlemler (t adresten z adrese)
- Kısmen Korumalı İşlemler (z adresten t adrese)
- Açık İşlemler (t adresten t adrese)
Zcash üzerinde gerçekleştirilen işlemlerin gizliliği kripto ekosisteminde son dönemde ölçeklenebilirlik, gizlilik ve güvenlik temelinde öne çıkan ve kripto topluluğunu heyecanlandıran bir teknoloji olan “sıfır bilgi ispatları” (zero-knowledge proof) tabanlı zk-SNARKs teknolojisi ile sağlanmaktadır. Temel olarak bir işlemin geçerliliği, işlemin geçerli olduğu dışında herhangi bir bilgi paylaşılması gerekmeden sağlanmaktadır. Zcash ağı üzerinde gerçekleştirilen işlemler, Zcash blok zinciri mutabakat kuralları ile sıfır bilgi ispatları kullanılarak teyit edilirken işleme ilişkin detaylar şifreli olarak kalmış yani açığa çıkarılmamış olur. Böylece gizlilik sağlanmış olur.
Yukarıda değinildiği üzere Zcash üzerinde gerçekleştirilen işlemler tamamen gizli değildir. “t” ile başlayan adresler tarafından gerçekleştirilen işlemler, bu adreslerle ilişkili olarak diğer açık blok zincirlerinde olduğu gibi şeffaftır. Korumalı ve şeffaf bir adres arasında gerçekleşen işlemde ağ tarafından korumalı adresin gizliliği sağlanırken şeffaf adrese ilişkin adres bilgisi ve işlemin tutarı takip edilebilmektedir. Tam korumalı işlemlerde ağa yalnızca işlem ID’si duyurulurken, adres bilgileri ve işlem tutarı gizli kalmaktadır. Kullanıcılar gerçekleştirecekleri işlemin gizli ya da açık olmasına her işlem için özel olarak karar verebilmektedir.
Zcash, bu yazının kaleme alındığı 27 Ekim 2022 tarihi itibariyle CoinMarketCap verilerine göre yaklaşık 860 milyon dolar piyasa değeri ile 58. sırada yer almaktadır. Gizlilik kategorisinde ise piyasa değeri açısından Monero’dan sonra 2. sırada yer almaktadır.
2022 yılının başına kadar Zcash işlemlerinin %90’dan fazlasının tam korumalı – gizli işlemler olmadığını görüyoruz. Hatta 2020 yılında ünlü blok zinciri analiz şirketi Chainalysis, Zcash işlemlerinin %99’unun takip edilebilir olduğunu dile getirmişti. 2022 yılı itibariyle tam korumalı işlemlerin sayısının hızla arttığını ancak işlemlerin büyük çoğunluğunun hala takip edilebilir yani tam korumalı işlemler olmadığını görüyoruz. Bu da birçok kullanıcının Zcash’i yatırım / alım-satım motivasyonu ile tercih ettiği yani gizlilik amacı ile kullanmadığı anlamına geliyor.
Ek olarak gizlilik tabanlı kripto varlıkları günlük işlem hacmi açısından karşılaştırmalı olarak incelediğimizde işlem hacimlerinin gizlilik ilişkili trendler ve önemli gelişmelere bağlı olarak benzer artış – azalış eğilimi gösterdiğini gözlemliyoruz.
Sonuç
Monero, Zcash, Wasabi Wallet ve Tornado Cash başta olmak üzere 2017 yılından bu yana düzenleyici bağlamda gizlilik tabanlı kripto varlık ve protokollerin geleceği tartışılıyor. Tartışmanın nirengi noktasını, her ne kadar bu konuda çok sınırlı veri olsa da bu varlıkların suçlular tarafından kullanılması oluşturuyor.
Gizlilik tabanlı kripto varlık tartışmaları bağlamında önceki yıllarda ana akım borsalar tarafından gizlilik tabanlı varlıkları liste dışı bırakma ve tartışmalar durulunca yeniden listeleme gibi aksiyonlar geldi. Ancak, OFAC’ın kapsamlı Tornado Cash yaptırım kararı, her ne kadar OFAC sonradan daha yumuşak bir yaklaşım ortaya koysa da gizlilik tabanlı kripto varlık ve protokollerin geleceğine dair şimdiye kadarki en ciddi tartışmaları beraberinde getirdi.
Yukarıda detaylı anlatıldığı üzere “gizlilik” konusu, kripto varlıkların geliştirilmesinde felsefi bir duruş olarak son derece önemli bir yere sahiptir. Bu yaklaşım kripto topluluğunda belli ölçüde karşılık da bulmaktadır. Ancak kripto topluluğunun büyük çoğunluğunun kripto varlıklara, gizlilik tabanlı kripto paralar dahil, yatırım, al – sat odaklı yaklaştığını görüyoruz. Aynı şekilde gizlilik tabanlı varlıkların adaptasyonunun (piyasa değeri, işlem hacmi vs.) düşük seviyelerde olduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla gizlilik hakkı bağlamında gizlilik tabanlı varlık ve protokollerle ilişkili kaygının kripto topluluğu içerisinde, yatırım motivasyonu dışında, ciddi bir kaygı uyandırmadığını söyleyebiliriz.
Gizlilik tabanlı varlıkların ve protokollerin suçlularca kullanıldığına dair her ne kadar sınırlı veri seti olsa da bu varlıkların suçlular tarafından farklı amaçlarla kullanılma potansiyelinin yüksek olduğu açıktır. Ancak bu varlık ve protokoller suçlular tarafında çok yoğun kullanılsa dahi düzenleyicilerin temel hakları önceleyen bir tutumla dengeli bir yaklaşım benimsemesi ve birey özgürlüklerini kısıtlamaması gerekmektedir.
Kripto varlıklarla ilgili dünya genelinde önemli düzenleyici aksiyonların eşiğindeyiz ve bu düzenlemeler bağlamında gizlilik tabanlı kripto varlık ve protokollerinin yoğun bir şekilde tartışılacağı çok açık. Kripto topluluğunun bu sürecin birey hak ve özgürlükleri ağırlıklı olarak şekillenmesi için bir bütün olarak ve sistematik bir şekilde haklarını savunması, sadece gizlilik tabanlı kripto varlık ve protokoller için değil genel anlamda tüm kripto ekosistemi açısından önem arz edecektir.
Bu yazı ilk olarak 4 Kasım 2022 tarihinde Lytera‘da yayımlanmıştır.